Yaşlanma kaçınılmaz bir süreçtir.

Bu süreçte yaşam kalitenizi mümkün olan en üst seviyede tutmak ilk hedefimiz.

Yaşlanma birçok değişimin bir arada yaşandığı geriye dönüşü olmayan bir süreçtir. Yaşlanma; organizmada hücre, doku, organ ve sistem düzeyinde zamanın ilerlemesiyle meydana gelen, geri dönüşü olmayan yapısal ve işlevsel değişikliklerin tümünü kapsar. Dünya Sağlık Örgütü yaşlılığı “çevresel faktörlere uyum sağlayabilme yeteneğinin azalması” olarak tanımlamıştır. Bir başka tanımda yaşlanma; fiziksel ve bilişsel aktivitelerde kayıp, üreticilik rolünün, kişiler arasındaki bağın ve yaşam doyumunun azalması, sağlığın kaybı gibi döneme özgü sorunlarıyla yaşanan bir evre olarak ifade edilmiştir. Bilim ve teknolojideki gelişmeler, çevre koşullarında meydana gelen iyileşmeler, yeni ilaç ve tedavi yöntemlerinin bulunması ve birçok sağlık sorununun çözüme kavuşturulması ile çok sayıda insan ileri yaşlara kadar yaşama şansına kavuşmuştur. Böylelikle, toplumda yaşlı nüfus oranı artmaya ve toplum yaşlanmaya başlamıştır. 2020 yılı itibariyle, Dünya çapında 65 yaş ve üzeri yaklaşık 727 milyon kişinin yaşadığı bildirilmiştir. Bu rakamın 2050 yılına kadar iki katından fazla artarak 1,5 milyarın üzerine ulaşacağı öngörülmektedir. Yaşlıların küresel nüfustaki payı 2020'de %9,3 iken, bu oranın 2050'de %16'ya yükselmesi beklenmektedir. Bu durum içinde bulunduğumuz yüzyılın ortalarında Dünya çapında her 6 kişiden birinin 65 yaş ve üzeri olacağı anlamına gelmektedir.